Bizim ülkemiz deki serüveni ise 80 yıllara dayanır.Adaptasyon koşulları tam araştırılmadan sulu arazilere dikilmiş,sulu tarım yapılan tarla sınırlarına dikilmiş bir kısmıda kurak arazilere dikilmiştir. Çeşidin sulu tarım yapılan vahşi sulama yapılan arazilerde kuruma hastalığına hassas olmasından dolayı ülkemizde kötü bir imajı vardı.
Ama zaman içindeki tecrübemiz bize göstermiştir ki manzanilla mevcut bilinen ve üretilen çeşitlerin içinde susuzluğa dayanıklı çeşitlerin başında gelir.Bölgesel adaptasyonunun yüksek olması ,ağaç başı verimin yüksek olması,yağ oranın iyi olması,sofralık pazardada aranan çeşitlerin içinde talep bulması manzanillaya olan ilgiyi arttırmıştır.
Manzanillanın bana göre tek dezavantajı bakıma bağlı olarak verime
Dördüncü ,beşinci yaşlarında başlamasıdır.Sürgüne hızlı gittiği zamanda verime yatmada gecikmelere neden olacaktır.
Ağaç özelliği olarak orta taç yapısına sahip çeşitlerdendir.Dikim mesafesi olarak 6x4,5x5,6x5,6x6 gibi dikim şekilleri uygulanabilir.Manzanilla iyi bakım şartlarında periyositeye(bir yıl vermesi bir yıl vermemesi) giren bir çeşit değildir.
Meyveleri orta büyüklükte, çekirdekleri küçüktür. Meyveleri %20.4 oranında yağ içerir.Çeşitlerin yağ oranları Toprak yapısı ve bakımla da alakalıdır.Bölge ve bakım şartlarına bağlı olarak meyvenin yeşilmi siyahmı yağlık olarak değerlendirilmesi yağ oranlarını artı yada eksi yönde etkiler.
İspanya'da olduğu gibi ülkemizde de yeşil olum döneminde toplanan meyveler İspanyol usulüne göre yeşil sofralık olarak değerlendirilir.